Searching...
14:33 0

Split Second İncelemesi

Birbirine benzeyen ve oldukça beklenen üç yarış oyunu arasından ilk çıkanı Split / Second oldu. Blur ve Need for Speed World görüntülerini izlerken içlerinde gözüme en oldukca kestirdiğim buydu. Gün geldi çattı, ben de ayağımı gaza sonuna kadar basarak Split / Second yarışlarına hızla girdim. Disney Interactive Studios’un üstlendiği, tansiyonun, hızın ve hareketin tavana vurmuş olduğu Split / Second’da, bir tv şovunda diğeri otomobillerle patlayan ortamlarda kıyasıya yarışıyoruz. Bu benzer halde bir mevzusu olan diğeri oyun, artık dede olmuş Mega Race idi. Aslına bakarsanız oynanış açısından da birbirlerine oldukca benzediklerini söylemeliyim fakat bu biçim şeyleri unutup Split / Second pistlerine koşalım, bakalım bizi neler bekliyor.


Split / Second’dan gerçekçilik adına beklentileriniz var ise bunu derhal unutun ve DiRT 2’ye dönün. Çünkü bu oyun gerek fizik kuralları, gerek oynanış seçimi açısından tümüyle “arcade” diyebileceğim tarzda. Split / Second’da araç hasar diye bir şey yok. Hızla giderken kafadan bir yere çarpmadıysanız otomobiliniz hurda bile olmuyor, bir – iki ufak hareketle gene yola giriyorsunuz. Buna karşın devasa yükseklikte hızlarda aracın hakimiyetini kolaylıkla kaybedebiliyorsunuz. Yani oynaması göze oldukca kolay görünse de aslına bakarsak o denli çantada keklik değil.


Split Second


 


Gerçekçiliğin böylesine çiğnenmiş olmasının önemli bir sebebi var. Yarış esnasında o denli oldukça yer patlıyor, yıkılıyor, devriliyor ki eğer kaza gerçekleştiren otomobiller yarışa derhal devam edemese ya da oyundan anında elense daha ilk turu bitirmeden tüm oyuncular hurda olmuş olur. Bu yüzden oyunun aslolan amacı yarışarak rakiplerinizi geçmek değil, yoldaki tuzaklara dikkat etmek, tetiklenen tuzaklardan kaçmak yada ateşlediğiniz tuzaklarla diğeri otomobilleri elemek. Bir arabayı yarışarak geçmişsiniz ya da uzun süre birinci olmuşsunuz, Split / Second’da hiçbir anlam ifade etmiyor; hatta uzun süre birinci gitmek kötü bile olabilir bu sebeple arkadan gelen araçlar öndeki aracı oyundan düşürmek için tuzakları ateşleyebiliyor.


Tuzaklar… Her haritanın kendine özgü belli noktalarına konuşlandırılmış tuzakları var. “Power Play” gücü dolan araçlar, önlerinde bir otomobil var ise ve o otomobil tuzağın önünden geçiyorsa rakibinin üstünde bir işaret çıktığını görürler. Bu uyarı çıkar çıkmaz Power Play tuşuna basarsanız tuzak harekete geçer. Tabii ki burada zamanlamayı iyi yapmalısınız. Örneğin; patlayan otobüsü rakip yanından geçip gitmesine azca kala etken ederseniz adam kaçar kurtulur, sizin de zorlukla doldurduğunuz Power Play gücünüz boşa gider. Başka bir talihsiz olaysa tetiklediğiniz tuzağa kendinizin girmesidir. Kenarda sakin sakin bekleyen taksileri yakından takip ettiğiniz bir rakibi uçurmak için patlatırsanız, muhtemelen siz de gümlersiniz.


Hiçbir tuzak bir rakibi tamamen egale etmez, sürücüyü öldürmez, kan çıkarmaz. Nihayetinde bu bir Disney oyunu… Hatta oyuna girerken bunun bir düşlem oyunu bulunduğunu ve gerçek hayatta denenmemesi gerektiği uyarısını görüyoruz. Evet, gerçek hayatta arabama atlayıp üzerime doğru düşen bir uçağın kanadının arasından tam gaz geçmeyi hep istemişimdir! Sanırım yarın yapacağım. Neyse, demek istediğim şu: Bazı tuzaklar vardır, patlamanın şiddetiyle kontrolü kaybettirir, bazısı vardır, “Wreck”, şu demek oluyor ki hurdaya çevirir. Bu da size averaj beş saniye kaybettirir. Süre geçtikten sonrasında yarışa tekrardan girersiniz.


Power Play nedir, iyi mi doldurulur? Dikkat ederseniz otomobilinizin tamponunda üç tane kutucuk var. Bu kutuların biri dolduğu zaman pistteki tuzaklardan birini tetikleyebilirsiniz. Doldurmanın nedeniyse Drift, Draft ve Jump yapmaktır. Çok keskin virajlarda istemeden Drift yapıyorsunuz, düz yoldaysa bir tek Power Play doldurmak için Drift halletmeye çalışmak zaman kaybettirir. “Nasıl Drift yaparım?” derseniz, bir virajdan dönerken gazdan parmağınızı çekin, otomobil savrulmaya adım atar, kontrolü kaybetmeden tekrardan gaz verin, otomobil kaymaya adım atar, eğer kontrolden çıkıyorsanız direksiyonu derhal aksi yöne parça parça kırın. Bundan ibaret. Bakınız, Power Play’iniz doldu. Draft ise yakın mesafede arkasındaki hava boşluğundan yararlanarak yakınlaştığınız rakibiniz yardımıyla yapılır. Öndeki araçları geçmenin en güzel yoludur fakat multiplayer modunda rakipler bu boşluktan faydalanmamanız için sürekli hareket halindedir. Yapay zekaysa bu şekilde bir tasa taşımaz.


09s


Oyunda toplam 12 tv şovu çekiyoruz, özetlemek gerekirse bu da oyun 12 bölüm demek. Her bölüm de kendi için altı bölüme ayrılıyor. Dolayısıyla yarış pistlerimiz oldukça çeşitli. Oynadığım kadarıyla karşıma çıkan beş değişik yarış türü de ciddi şekilde eğlenceliydi. Race, bildiğiniz yarış ve tek kural sonuncu olmamak. Elimination ise her bir dakika sonunda en arkadaki arabanın patladığı bir yarış türü. Detonator’da ise tek başınıza bir pistte zamana karşı yarışıyorsunuz ve yolda patlayan tuzaklardan kaçmaya çalışıyorsunuz. Elit Race’te sizden daha iyi arabaların olduğu bir yarışta ilk üçe girmeye çabalıyorsunuz. Survival’da da pistte ilerleyen tırların olduğu bir su kanalındasınız. Her tır arkasındaki mavi ve kırmızı varilleri yola atıyor. Kırmızılar sizi anında hurdaya çevirirken, maviler belli bir süre sonrasında patladığı için kaçması kolay oluyor. Amaçsa süre dolmadan geçebildiğiniz kadar tırı geçmek, her tırı geçtikten sonrasında zamanınıza fazladan saniye ekleniyor. Hangi yarışı hangi otomobille oynadığınız oldukca önemli. Bazı otomobiller oldukça dayanıklı fakat yavaşken ötekiler oldukça atik fakat zayıf zırhlı olabiliyor.


Mega Race’e fanatik bir oyuncu olarak Split / Second’ı oynamak benim için büyük zevkti. Grafikler ve sesler “10 numara” diyebilirim ki bunu da Disney kalitesine borçluyuz sanırım. Stres atmak ve arkadaşlarınızla eğlenmek için oldukça güzel bir oyun. Çok süratli ve bol miktarda patlamalı bir görsel şölen. Kısacası videolarını izleyerek beklediğim Split / Second, oynadıktan sonrasında beklentilerimi kesinlikle karşıladı.



Split Second İncelemesi

0 yorum:

Yorum Gönder